-
Kürek
Deniz ortasında küçük bir sandal, İçinde iki kürek, Gözler bitmeyecek ufka bakıyor, Çocuk, sessiz ve kederli… Boynu bükük, Şimdi gözler o iki kürekte, Bakıyor, anlamaya çalışıyor, Anlamıyor, anlayamayacakta. Anne karnında yoktu böyle bir şey, Yabancıydı bunlara, Şimdi onu koruyanda yok. Yalnızlık tek yoldaş. Tek kürek ne işe yarar, Kocaman deniz ortasında, Öğretmemişlerse kullanmayı, Çift kürekte…
-
Ölüm Yaprakları
Ölüm yapraklarımı döküyorum, Bitmeyen hasretlerde. Korkutucu bir çığlık, Gece de, karanlık ve sessiz. Gamzelerinden yaş süzülüyor, Görmek haddimiz mi? Bırakıp gidiyorum seni, Yaşamın ta ortasında… Senin kadar mahzun, Yağmur altında açmış menekşe. Bir hasret başka bir hasretin yokluğunu giderdi, Anlayacağın dünya düzeni böyleydi. Ölüm yapraklarımı döküyorum, Sen yaşama gonca açarken. Şimdide senin haddin değil, Ne…
-
Yokluğun Getirdiği
Yokluklarda buluyorduk her şeyi, Güneşin varlığı ter kokularını getiriyordu, Yağmuru özlüyorduk, Yağmurun getirdiği, toprak kokusunu… Yokluklarda buluyorduk her şeyi, Okul çantasına zorla sokulan şemsiye, Yüzlerde bir tebessüm, yağan yağmurda, Akla anne sevgisini getiriyordu. Yokluklarda buluyorduk her şeyi, Özlemin verdiği hasret, İçimizde var olan sevgiyi hatırlatıyordu, Sevgi, insan olduğumuz gerçeğini. Yokluklarda buluyorduk her şeyi, Şimdi sen…
-
Gidişler
Çekip gitme isteği, bitmeyen, Her gitme öncesi durduran, O bilindik, yabancı ses. Sen, yağmurlar altında, Başka şehrin güzel kızı… Dudaklardan düşen o yalan cümle, “Kimse beni anlamıyor” İşte asıl soru, Kimse, seni anlamak istiyor mu, Yada sen başkalarını anlıyor musun… Anladığım şeyler var aslında, Anlamadıklarım kadar, Herkeste bir anlaşılma isteği, Bitmek bilmeyen, Anlamayan ama anlaşılmak…
-
Yaprak
Dalında kuruyan, Öksüz, yetim yumurcak. Sen değilsin tek suzuz kalan, Bu yolculuktaki ilk durak.
-
Şair
Demiş ya şair; “Ya aklın başka yerdeydi yada yüreğin.” Sevmekten olsa gerek, Üçüncü ihtimali yok saymak…
-
İlham
Hani hep derler ya, İlham gelsin yazacagım. İlham erkek mi, kız mı? Kızsa ben de isterim! (Amman adamın biri duymasın!)
-
Bir Garip Aşk
Her şey olması gerektiği monotonlukta ilerliyordu. Ali, yeni aldığı kramponlarıyla sınıftaki erkeklere hava atıyor, Gamze her zamanki yerini almış üst sınıftan çıktığı çocuğu kızlara anlatıyordu. O ise her zamanki gibi ders çalışıyordu. En ön sıranın ortasında, handenin yanında oturuyordu. 1.65 boylarında, esmer, saçları düz, gözleri yeşil hoş bir kızdı. Tek bir kusuru vardı ya da…
-
Cüzdan
Telefon sabahın köründe çalmaya başladı. Yatağın yanındaki, sandalyenin üstünde duran telefonu alıp susturmak eziyetlerin en büyüğüymüş gibi geliyordu insana. Sanki var olan son gücüyle almıştı telefonu eline. Alarmı kapatmaya korkuyordu. Bu yüzden tekrarla yaptı ve kafasını tekrar yastığa gömdü. Beş dakika sonra telefon küfür edermişçesine çalıyordu. Bu sefer hiç direnmeden ayağa kalktı ve telefonu susturdu.…
-
Gençken Yaşlanmalı İnsan
Öyle işte; gençken yaşlanmalı insan. Saçlarına aklar düşmeden. Karanlıklar sarmadan yüreğini. Erken görmeli, yetişmek için. Yetişemesende; yetişme çabası işte. Ağlamak bir ömür olmalı, yürektense. Yürek ne kadar severse artık, Ne yükler yükledik yüreğe, Oda yorgun; muzdarip halinden, Aklın keyfi yerinde. Benim aklımın dışında, Bütün akılların keyfi yerinde. Yürek serbest, keyfi gıcır. Ruhumu bağladım,…